tag:blogger.com,1999:blog-44217273905698308152024-02-07T07:13:44.029+03:00EatPrayMadeEatPrayMadeArenerahttp://www.blogger.com/profile/09719630547251805024noreply@blogger.comBlogger5125tag:blogger.com,1999:blog-4421727390569830815.post-70184415254325192002013-12-21T22:05:00.000+02:002014-09-30T21:34:12.897+03:00Ay bi yaşıma daha girdim^^<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMOqMTrAkDPJWYldcdD2N4yOkPgSs1bjcqDCEFE0uFpFgPHmBVuvfViVHrLl8U6GEwkXIeUj_Joca1gHubKnqk9_oyv7l9mVxwxGNLRT0BvH0DrrQuM0Ws9tDBI7wquphiYA1SjOLE270c/s1600/IMG_20131221_152225.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhMOqMTrAkDPJWYldcdD2N4yOkPgSs1bjcqDCEFE0uFpFgPHmBVuvfViVHrLl8U6GEwkXIeUj_Joca1gHubKnqk9_oyv7l9mVxwxGNLRT0BvH0DrrQuM0Ws9tDBI7wquphiYA1SjOLE270c/s320/IMG_20131221_152225.jpg" height="320" width="320" /></a></div>
Bugün bir yaş daha aldım haneme. Büyüdüm yahut yaşlandım diyemiyorum. İçim çocuk dışım henüz büyümeye de yaşlanmaya da müsait deil. Biraz olduğum gibi kalmak istiyorum. Zaten 19'umdan bu yana ilerlemek istemedim. 19 yaşların en güzeliydi. Ne 18'in toyluğu ne 20'nin olgunluğu.. ikisinin arasında en güzeliydi. Bir gün büyümeye yahut yaşlanmaya karar verirsem 19 gibi güzel bir yaş seçeceğim kendime.<br />
Yeni bir yaş yeni yıla ise sayılı günler kala.. Beklentilerim, dileklerim oldukça fazla yeni yıldan. 2013 uğursuzlukların yılıydı sanki bir an önce bitmesini istiyorum. Yeni yıl ve yeni yaşımla güzel günlerin hayalini kuruyorum. Umuyorum ki 2014 güzelliklerin yılı olacak. Bu sebepledir ki bu doğum günümde bir mektup yazdım kendime. Bu fikri Serrose'den aldım. O da yazarak kendini iyileştirenlerden. <br />
<a name='more'></a>Ona yolunneresindeyim.blogspot.com adresinden ulaşabilirsiniz.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUkOYBb6RyZj_USGk66m_PtDcIm7owCJmAI3Z6H8xcI3eZk8wR1FibsNakt9cifa6kd1EPOnyD8yJIrXX5ieJpWZaET1mcIDXpQmlP0hGdRtybt_HkILusui6QID1uihw0fRsdzRsH0sTH/s1600/DSC_0378.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUkOYBb6RyZj_USGk66m_PtDcIm7owCJmAI3Z6H8xcI3eZk8wR1FibsNakt9cifa6kd1EPOnyD8yJIrXX5ieJpWZaET1mcIDXpQmlP0hGdRtybt_HkILusui6QID1uihw0fRsdzRsH0sTH/s320/DSC_0378.jpg" height="208" width="320" /></a></div>
Bu mektubu bugün yani 21 Aralık 2013 itibariyle yazdım fakat ne zaman açılacağı meçhul. Çünkü bu mektup kendimi güçsüz hissettiğim bir zamanda güç almak için yazıldı. İçerisine beni güçlü tutan ve sendelediğimde toparlanmamı sağlayan maddelerimi yazdım. Üzüldüğümde ne yapmam gerektiğini, biri canımı yakarsa nasıl tepki vermem gerektiğini, tekrar ayağa kalkmak için nelere dayanmam gerektiğini yazdım. Bu güne kadar işime yarayan bu maddeler zaman geçtikçe ve yeni tecrübeler edindikçe üzerine eklenerek ilerliyor. Kendimle güzel bir senkron tutturduk.<br />
Bu doğum günümde hangi kalpte güzellik ve sevgiyle hatırlandıysam o kalpler daima mutlulukla karşılaşsın. İsteğim ne pahalı hediyeler ne de sahte suretler. Tek bir isteğim var ki eğer beni sevecek ve değer verecekseniz bunu kalpten gerçekleştirmeniz. Daha nice senelere gerçek sevgiyle~<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
Arenerahttp://www.blogger.com/profile/09719630547251805024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4421727390569830815.post-85303723182311266252013-12-16T20:24:00.003+02:002014-09-30T21:35:11.866+03:00Dilimin bağı, Elimin bağı, Zihnimin bağı..<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiknyyz74zBzmBdAnaRuoDdXw3rtwmPbSMJTvERzpSxLl3Rsf1Byl6J_Hu5i-AZ62r3F_Ab7LxgvcJPXzlYWE95dOZMs5zb6oTHAlB9yReKl6emYjoh8zG-UUlGxFPEKiQYvIF3pxtKtJ8c/s1600/IMG_20131209_182627.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiknyyz74zBzmBdAnaRuoDdXw3rtwmPbSMJTvERzpSxLl3Rsf1Byl6J_Hu5i-AZ62r3F_Ab7LxgvcJPXzlYWE95dOZMs5zb6oTHAlB9yReKl6emYjoh8zG-UUlGxFPEKiQYvIF3pxtKtJ8c/s320/IMG_20131209_182627.JPG" height="320" width="216" /></a></div>
<br />
Söylenmemiş üzerinde bir karış tozla bekleyen onlarca sözcük, neyin yorgunluğudur anlayamadığım ellerimdeki şu görünmez bağların engeli, zihnimin kaosu..<br />
En az öğrencilerim kadar engelim var bu hayatta, en az onlar kadar içindeyim hayatın ve dışındayım. Zihnimi çekmecelerimi düzenleyebildiğim gibi düzenlemek isterdim. Zira insan kendini düzenleyemeyince eşyalarını düzenliyormuş, kendimde bunu gördüm. Ya bu ellere ne demeli? Neyin yorgunluğu ki bu? Üniversitede bir hocam zihin belki unutur ama eller unutmaz demişti. Üniversitede binlerce sözcük aktı ellerimden binlerce sözcüğü hafızasına kaydetmesi gerekiyordu ellerimin. Neden unuttu? Dilimdeki bu bağla ne yapacağım? Zihnimdeki kaosa ayak uydurmuş bu dili ben ne yapayım? Sözcüklerim birer mitolojik yaratık gibi üstü insan bacakları at. Çoğu insan neyden bahsettiğimi anlamıyor bile.<br />
<a name='more'></a><br />
Hangimiz sığ? Hangimiz derin? Yahut hangisi olmalı yaşamak için? Bunca engel ne zamandan beri benimle?<br />
Hergün zilyon tane soru soruyorum kendime. Laf lafı açıyor içimde, konu konuya bağlıyor, zihnim kaosa gebe.. Dil söyleyemiyor hiç birşey, eller kavuşmuş birbirine kafa kafaya vermiş dinlenmekte, zihin düşünceleri evirmekte çevirmekte çıkmaz sokağında beni yeyip bitirmekte. Anlayacağın benim derdim kendimle.Arenerahttp://www.blogger.com/profile/09719630547251805024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4421727390569830815.post-51007311206604760682013-12-10T16:55:00.002+02:002014-09-30T21:36:00.421+03:00İyi Olmak Üzerine.. Nevrotik durumlarım, ara da bir yoklayan nevrozlarım.. Şimdi derdini açmak istesen birine bunlara sebep hep felsefe..<br />
Düşünebilmeyi ve iyi biri olma yolunda ilerlemeyi öğrettiği için borçluyum okuduğum bölüme ve bir elin parmaklarını geçmeyen kıymetli öğretmenlerime..<br />
Düşünmek.. Çoğu zaman yaptığım şu eylem.. Derin derin düşünmek, düşüncelerin içinden düşünceler üretmek.. Aristoteles'in söylediğine göre insan yaradılıştan iyidir. Ben de içimdeki iyiyi düşünüp onu hissetmeye çalışıyorum. Bazen iliklerime kadar sarıyor beni, bazen sonsuz bir boşluk.. Aristo insanların iyi olmalarında üç yol var diyor. 1.Tabiat(yaradılış, mizaç)<br />
2.Âdet<br />
3.Eğitim ve Öğretim.<br />
İlk yolda biraz bocalasam da iyinin içimde bir yerlerde olduğunu biliyorum artık. Âdet'e gelince bu güne dek kazandığım davranışlarda bir kötülük olduğunu düşünmüyorum. Zira kimseye zarar vermedim. Eğitim ve öğretim bahsinde ise mezuniyet balomuzda bölümümüzün ahlak felsefesi hocası olan kıymetli hocam Hüseyin Aykut'un yaptığı konuşma baz alındığında evet bu bölüm ve bölümün hocaları bizlere iyi birer insan olabilmeyi öğrettiler.(Hüseyin Hocamın veda konuşmasını yazının sonuna ekleyeceğim)<br />
Aristo'nun saydığı yollar mı yetersiz yoksa ben kendimin farkında mı değilim bundan tam olarak emin olamıyorum. Zira bu şartlar altında iyi bir insan olmam gerekirdi ki<br />
<a name='more'></a> hala eksiklerim olduğunu düşünüyorum. Özellikle mezuniyetimden sonra bu konuyu sık sık düşünür oldum ve kendimi bir hayli nevrotik buldum. Başlarda bunun bir araf olduğunu düşünüyordum ama araf olması için iki seçeneğin olması gerekirdi oysa benim elimde tek seçenek vardı; iyi olmak. Sanırım hata yapmak ile kötü olmayı birbirine karıştırdığımdan böyle düşünüyordum. Artık bunun bir araf olmadığının farkındayım fakat bundan sonrası için ne yapacağımı tam olarak kestiremiyorum.<br />
Bildiğim bir şey varsa o da girdiğim bu yolu hakkıyla tamamlamak istediğim. İçimde en büyük iyi olan Tanrı'nın sesi(vicdan) yankılanıyor çoğu zaman, ona daha fazla kulak kabartmak gerek. Ayrıca Tanrı'nın bu müslüman, bu hristiyan, ayırın ermenileri, tutun hinduları gibi bir ayrım yapıcağını da böyle düşünenlerin aksine kesinlikle düşünmüyorum.<br />
Dünyada iki çeşit insan var. İyiler ve kötüler, inanın bana daha fazlası değil. İyi birer insan olmak için çabalayın. En azından gayretiniz olsun.<br />
Ve son cümlemle hatta genel itibariyle yazımın ne anlattığına dair bir fikriniz olması açısından My Name's Khan adlı filmi muhakkak izleyin^^<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiL3htoF9NuOXvGi_XeqNecpADdhnZarjbZPkQrtn39sGOMSX-lc4-07Jp3AIz63ZAzOsmfQIYS_V2LI4cBFhZHfPmvWAHXcDySqpZ7GJ2rx5lFk2KJopr-fdQv07U7F4S_iYlpk8kxIn-1/s1600/my-name-is-khan-wallpaper-1.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiL3htoF9NuOXvGi_XeqNecpADdhnZarjbZPkQrtn39sGOMSX-lc4-07Jp3AIz63ZAzOsmfQIYS_V2LI4cBFhZHfPmvWAHXcDySqpZ7GJ2rx5lFk2KJopr-fdQv07U7F4S_iYlpk8kxIn-1/s1600/my-name-is-khan-wallpaper-1.jpg" height="300" width="400" /></a></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
Hüseyin hoca'nın veda konuşması; Mayıs 2013^^</div>
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/lPD9jPpjc5c?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe><br />
<br />
<br />
<br />
<br />Arenerahttp://www.blogger.com/profile/09719630547251805024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4421727390569830815.post-65186572666254055552013-12-01T23:52:00.002+02:002014-09-30T21:41:14.690+03:00Zihin Engelli Çocuklar Deli Değildir. Sevgi ve Sabırla Eğitilir.^^<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGw2O1mY0sl0IxngdCGcFYlZjdxYzwcz9IDxovf4vnPTYFmuwW8t5_QHamKD_40acpMrw9zahuBc3F3Pm1sd96mznyAapZFKfpKOEjeJDEN36JOs_EFC9LnvlmieJMkYuOQarSLebGOBJe/s1600/BusraK3skin0097.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgGw2O1mY0sl0IxngdCGcFYlZjdxYzwcz9IDxovf4vnPTYFmuwW8t5_QHamKD_40acpMrw9zahuBc3F3Pm1sd96mznyAapZFKfpKOEjeJDEN36JOs_EFC9LnvlmieJMkYuOQarSLebGOBJe/s1600/BusraK3skin0097.jpg" height="300" width="400" /></a></div>
6/A.. İlk öğrencilerim.. Bir ömür unutamayacağım çocuklarım..<br />
Öyle bir zamanda gelip girdiler ki hayatıma gerçekten bir ömür unutamam bu iyiliklerini. Sanırım birbirimize iyi geliyoruz. İlk zamanlar ben de çok mutsuzdum onlar da.. Şimdi daha iyiyiz, beraber gülüyoruz, dans ediyoruz, konuşuyoruz, şarkılar söylüyoruz. Hatta bazen down sendromlu kızım Rukiye gelip belime sarılıyor. Gözlerim doluyor o sevgiyi görünce.<br />
<a name='more'></a> Sanırım biraz sevgi eksiğim vardı ve bu çocuklarla bu eksiği tamamladım.<br />
Geçenlerde ilk öğretmenler günümü yaşadım çocuklarımla. Hatta Mustafa hediyesiyle beni çok mutlu etmişti. Zihin engelli de olsa bu çocuklarında düşünceleri var, duyguları var en önemlisi sevgileri var. Biz tüm engelleri sevgiyle aşıyoruz. Örneğin; down sendromlu kızım Rukiye kesinlikle insanlarla iletişim kurmazdı, şuan sorduğum soruların bir kısmına cevap alabiliyorum. Bireysel bir öğrencim olan Baran'la dil ve konuşmada biraz yol katettik. Simge ve M.Tatay inşallah okuma yazma öğrenecekler. Onların bir şeyler başardığını görmek hem beni hem de öğretmen partnerim olan Semra hocayı çok mutlu ediyor tabii. Bu çocuklardan beklenen akademik anlamda şeyler değil zaten. Bir üniversiteye gitmelerini elbette kimse beklemiyor fakat toplum içinde dışlanmadan yaşamaları için bazı şeyleri öğrenmeleri gerekiyor ki bence aslında sadece toplum tarafından kabullenilmek için bazı şeyler yapmak her ne kadar gereksiz gelse de ciddi anlamda yaşamlarını idame ettirmeleri için gerekli olan şeyleri öğrenmek zorundalar. Ve ben de bunları öğretmek için elimden gelen herşeyi elbette ki yapacağım. Toplumda ehlileşmemiş kişiler onlara farklı diye deli muamelesi yapmasın kafi.<br />
<br />
P.S: Zihin Engelli çocuklar deli değildir. Sevgi ve sabırla eğitilir.^^ (bilmeyenlere dipnot niteliğinde olsun istedim)<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/i4Px4RO0M2c?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>
<br />
<br />
#Vlog^^ Özel çocuklarla 1 günArenerahttp://www.blogger.com/profile/09719630547251805024noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-4421727390569830815.post-16856612474091189522013-11-28T22:33:00.002+02:002014-09-30T21:40:02.943+03:00Pedagojik Formasyon Çilemiz..<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEihIrGvZV4DSK0LlyITUuUogP8WtKWcNi9bfAJLUF8reX9CVLXMBYiqad2vDjdtQWWpOwUDaGoY5Mgbdl8mvpz9fxwZ7YJB4rJWFjqdKQOVJzATcM7q3sDubd6_R7QDugkevzpP7NE65V2B/s1600/asdfghbvgh.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEihIrGvZV4DSK0LlyITUuUogP8WtKWcNi9bfAJLUF8reX9CVLXMBYiqad2vDjdtQWWpOwUDaGoY5Mgbdl8mvpz9fxwZ7YJB4rJWFjqdKQOVJzATcM7q3sDubd6_R7QDugkevzpP7NE65V2B/s320/asdfghbvgh.JPG" height="320" width="257" /></a></div>
Efendim bendeniz Büşra. Sakarya Üniversitesi Felsefe Bölümü 2013 Mezunlarındanım yada mağdurlarındanım mı demeliydim?<br />
<br />
Eğer siz de devlette kadrolu öğretmenlik yapabilmek için pedagojik formasyon eğitimi almak durumunda iseniz işte aynı frekansı yakaladık demektir.<br />
Evet bu eğitimi almak durumundayız fakat fena halde mağdur durumdayız. Aslına bakılırsa formasyon almakla yahut almamakla ilgilenmiyorum. Bölümü okurken ve mezun olduktan sonra dahi formasyon alayım gibi bir derdim olmadı. Yalnız Türkiye'de yaşamam için bir "şey" olmam gerekiyordu. Mecburi istikamet ve halihazırda bu uygulama vardı. Eh istemem yan cebime koy misali bekleyiş başladı. Bekliyordum fakat neyi beklediğimden tam olarak emin değildim. Emin olmamıza izin verilmiyordu zaten. Son dakika golünü yedik galiba. İlk olarak formasyon için Ales şartı getirildi, ona eyvallah. Şimdi de felsefe bölümüne formasyon kontenjanı açan okullar sadece 11 tane ve sosyoloji bölümüyle ortak kontenjana sahibiz. Yani şuanki serzenişimin sebebi şu ki;<br />
<a name='more'></a> gerçekten öğretmenlik mesleğine gönül vermek isteyen arkadaşlarımın önüne niçin böyle taş konuluyor? Türkiye'de felsefeden niçin bu kadar nefret ediliyor? Aslında bu soruların cevabını biliyoruz sanki ha?<br />
Ben en başından beri karar verdiğim işlerin peşinden koşmaya devam edeceğim ama kendisini sadece bu eğitimi almak için adapte etmiş arkadaşlarım için gerçekten üzülüyorum. Ve hayır kendi halim üzülünesi değil. Dediğim gibi en başından beri aklımda olan şeyleri gerçekleştirmek için uğraşacağım.<br />
<br />
Ha bu arada Tanrım adaletinden bir parça serpermisin? şu ara çok lazım da..Arenerahttp://www.blogger.com/profile/09719630547251805024noreply@blogger.com2